İnsanlık ve Filistin

Geçen sene başlayan aslında geçmişi daha eskiye dayanan çatışma insanlık için bir turnusol kağıdı görevi gördü. Kendileri dışında herkese insanlık değerleri hakkında nasihatler veren, gerektiğinde onları cezalandıran batılı devletler İsrail’in saldırıları karşısında sessizliğe büründü ve bununla yetinmeyerek canlı canlı izlediğimiz soykırım bir parçası oldu. Ülkeleri politikacılar, politikacıları ise lobiciler yönetiyor. Herkes elindeki gücü kaybetmekten, güçlünün karşısında sesini çıkarmaktan korkuyor. Batılı yöneticilerin insan hakları, insanlar, yaşam umurunda değil. Hepsi tiyatro.

Burada özellikle batılı yöneticiler diye özellikle ayırıyorum çünkü halklar, insanlar hepsi olmasa ciddi bir bölümü yaşanan bu soykırıma karşı seslerini yükseltiyor. Saldırıları destekleyenlerse enteresan şekilde çoğunlukla ırkçılar, dindar yobazlar, medyadaki satışmış aydınlar. İsrail’in en büyük destekleyicisi en büyük düşmanları onlara en büyük ırkçılığı yapanlar oldu. İronik değil mi? Kendilerini protesto eden Yahudilere, sahte Yahudi diyor, Yahudi karşıtı gibi sıfatlar yakıştırıyorlar. Oysa geçmişte soykırımı görmüş, baskıyı yaşamış bir halkın aydınları insanlık için hala bir umut olduğunu korkmadan bağırıyor.

İsrail’in bugün yaptığı sadece tüm insanlığa değil, Yahudi halkına yapılmış en büyük ihanet. Bugün yapılan soykırım kendilerine karşı nefrete dönüşecek ve akıllarda kalacak. İsrail yönetimi günümüz toplumunu tam kavrayamamış durumda. Bilgi çok hızlı yayılıyor, insanlar 2. dünya savaşını unuttu. Ne kadar daha kurban rolünü oynayabileceksiniz? Kurban olan insanların mirasına bu kadar hakaret ettikçe? Torunlarına saldırdıkça? Popülist, ırkçı liderlerin gözü bir gün size döndüğüne kime sığınacaksınız?

İsrail’in bu kadar güçlü olmasının bir kaç sebebi var. Lobicilik, finansal güç, medya gücü. Batılı medya organları tamamen bir utanç abidesi oldular. Kendi çalışanları bile öldürülürken seslerini çıkaramadılar, tarih onları affetmeyecek. Dinci yobazların hayır getirdiği bir ülke şimdiye kadar olmamıştır, maalesef orta doğu bataklığında bir vaha olabilecek bir ülke yobazlar ve kirli politikacılar tarafında sona götürülüyor.

Bir hümanist olarak insanlık denen mucizenin devamı için dinci, ırkçı, ayrımcı tüm grupların soyutlanması ellerine güç verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. 2024 yılında aynı soydan gelen başka bir milleti sırf dinleri farklı diye katletmek ve buna sessiz kalmak orta çağ bağnazlığını geride bırakamadığımızı gösteriyor. Buna karşılık dünyanın dört bir tarafında insanlık için eylem yapan, ses çıkaranlarsa hala yaşamak için umutlu olmamız gerektiğini gösteriyor, hepsine selam olsun.