Amerikada başlayan ve dünyaya yayılan kriz belki de yeni bir döneme girmemizi sağlayacak. Öncelikle firmaların bu kadar özgür bırakılamayacağı anlaşıldı. Prim, komisyon gibi kimi çıkarlar için firmaların kötü durumlarını gizlediği, bazı şeylerin görmezden gelindiği anlaşıldı. İnsanlar varolmayan paralarıyla çok büyük harcamalar yaptılar ve sıkıştıklarında herşeylerini kaybettiler. Burada tek suçlu kriz değil. Taksitle ev alıp daha taksidini bitirmediği evin senetleriyle oyun oynayan birisi banka batıp işten çıkarılınca emekliliği dahil herşeyi kaybetmişse suçlu olarak sadece banka ile işçisini işten çıkaran firmayı gösteremeyiz. Bunun yanında AIG’de yaşanan saçmalıklardan sonra devletlerin daha sert bir yaklaşım sergilemesinin gerekli olduğuda ortaya çıktı.
Başbakanın beceriksizler batıyor açıklaması kısmen doğru. İş, hesap-kitap bilmeyen kişilerin yönetiminde ki şirketlerin iflas süreçleri bilenlere göre daha çabuk oluyor. Yanlış hatırlamıyorsam Bora Güngören buna benzer bir olayı IT sektörü için örneklendirmişti. Gerçekte işleri yürütmek o kadar zordurki sipariş vermeden önce yaptığınız ufak bir hesap hatası sizi bitirebilir. Esas nokta burada kendi hataları sonucu batanlarla kriz karşısında çaresiz kalanları ayırmakta. Beceriksiz patronlar batabilir ama onların işçilerinin bunda bir suçu yok. İşsizlik fonundan yapılan ödemeler bu insanları bir iki yıl idare eder. Eğer kriz 2009 yılında son bulmazsa(son bulmaya başlamazsa diyelim) bu fondaki paralarda suyunu çekmeye başlayacaktır.
Kriz ve Linux bağlantısını araştırırken gözüme Cédric Godart’ın röpörtajında ki bir söz ilişti,
OLinux: Do you think that economic crisis which also involves open source enterprises will be reflected in Linux and open source news sites?
Cédric Godart: Of course. The Linux market is not mature yet. These are bad times for the whole IT economy. Only a limited number of companies focusing on Linux and Open Source solutions may claim to be profitable. Time will tell.
Bizler sürekli kriz sayesinde lisanslara ödenen bedellerin insanlara fazla geleceğini, bu yüzden özgür yazılım kullanan firmaların sayısının artacağını düşünüyoruz. Oysa kriz özgür yazılımı destekleyen firmaları da(bizde devleti) vuruyor. Düşünün Ubuntu’nun arkasında ki en büyük güç ne? Pardus’a Tübitak’ın desteği olmasa proje ne kadar devam eder? Büyük olduklarını düşündüğümüz dağıtımlar, açık projeler sponsorlarını kaybederlerse neler olabilir? Benzer bir tartışma şurada yapılmış. Wikipedia gibi projelerin finansmanını sağlayan bağışçılar ortadan kalktığı takdirde devam edemeyeceği söylenen birisinin sözleri üzerine uzun uzun konuşulmuş. Her ne kadar insanlar içeriği gönüllü olarak sağlasada küresel krize girdiğimiz şu zamanlarda bu tarz oluşumların hayatlarını sürdürmesi oldukça zorlaşıyor. Yazıya burada ara veriyorum, buna kısa bir giriş diyelim. Daha çok kriz üzerine durdum devamında yeni fırsatlar üzerine bir beyin jimlastiği yapacağım. İşletme derslerine çalışınca böyle yönetim süreçleri hakkında yazasım geliyor.
Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle… Öptüm 😀