Yazılım Patentleri

Geçen günlerde Microsoft’un Word programının satışının durdurulma kararını hepimiz okuduk. Benzer bir haber Özgürlükiçin topluluğunda da yayınlandı. Küçük bir patent ihlali belki de bir ürünü ortadan kaldıracak, firmanın aldığı parasal cezadan bahsetmiyorum bile. Firma uzun süredir Avrupa Komisyonu rekabet kurulunca sıkıştırılıyordu. Bu kapsamda kullanıcılara tarayıcı seçim özgürlüğünü getirebileceğinden bahsedildi. Mahkemelerde genellikle rekabet kanunlarıyla alakalı davalar görüşülüyordu(benim takip ettiklerim) ama son mahkeme biraz farklıydı. Öncelikle karar bir Amerikan mahkemesi tarafından verildi ayrıca konu rekabet değil patentti.

Yazılımların patentlenmesi uzun süredir bir tartışma konusu olarak ortada. Yazılımların patentlenip patentlenmemesi karmaşık olduğu kadarda basit bir şekilde çözülebilecek bir sorun. Çözüm kullanıcılardan geçiyor ya da şöyle diyelim hangi durumda daha kazançlı? Toplum yararı mı, yoksa büyük şirketlerin kâr hedefleri mi? Bir kesim patentlerin yazılım sektörünün gelişiminde önemli bir yere sahip olduğunu savunurken başka bir kesim bunun gelişimi engellediğini söylemekte. Genel olarak büyük şirketlerin bu konuda kazançlı olduğunu görebilirsiniz, küçük işletmeler ve son kullanıcı için pek bir yararını göremedim.

Düşünün bir program yazıyorsunuz ve bu programda bir özelliği kullanıyorsunuz ama kullandığınız özellik bir Amerikan şirketi tarafından patentlenmiş. Onlardan izin almadan bu özelliği kullanamazsınız. Peki kendi yazdığınız bir özelliği daha önce başkaları tarafından kullanılıp kullanılmadığını nasıl kontrol edeceksiniz? Etmeli misiniz? Geliştirici neden bunlarla uğraşmak zorunda kalsın? Hangi patentin nerede geçeceği de ayrı bir sorun. Amerikanın kabul ettiği standartlar ile bizimkiler bir olmayabilir. Avrupa ile amerika arasında bu konuda geniş tartışmalar yapıldı. 2005 yılında yayınlanan başka bir yazıda amerika da alınmış 150000 patentten bahsediliyor. Yazılım geliştiricileri herhalde bir şeyler üretmeden önce bu patentlerin hepsine göz atmalı aksi takdirde kullandıkları geliştirdikleri bir ürünle patent ihlali yapmaları çok kolay. Özellikle Avrupa da yazılım patentlerini engellemek için oluşturulmuş büyük toplumsal hareketler var. Bunlardan bir tanesini örnek gösterelim: http://stopsoftwarepatents.eu/ okumanızı tavsiye ederim.

Yenilikçiliğin önüne geçen davalar sadece geliştiricileri değil kullanıcıları da zora sokmakta. Eğitimine kaynak akıttıkları bir ürün aniden ortadan kalkabiliyor. Ya da anlaştığı firma patent davaları yüzünden ortadan kalkıyor. Böyle durumlara düşmemek için müşteriler ürünü incelerken aynı zamanda kullandıkları ürünün patent ihlali yapmadığı konusunda %100 emin olmalı. Verdiğim örnekte de bahsedildiği üzere sadece web sitesi sahibi olduğunuz için mahkemeye verilebilirsiniz. Neden? Web geliştiriciniz bilerek veya bilmeyerek bir patent ihlali yapmıştır ve kabak size patlamıştır. Aynı sitede cep telefonları üzerinden siparişin patentlendiğini gördüm eheh tamda bu konuda bir fikrim vardı 🙁

Bu tarz sorunlardan kurtulmak için yapmamız gereken yazılım patentlerine karşı gelmektir. Bilgi evrensel olmalı ve özgürce paylaşılmalıdır. Patentler ile gelişimin önüne engel olmaktansa telif hakkı ile üretilen ürünü(fikri) korumak daha sağlıklı. Şu yazıya bakın! Kanserin belki bir tedavisi var ama ilaç şirketleri patentini alamadıkları için bu konuda araştırma yapmıyorlarmış. Eczacı bir arkadaşım vardı. İlaç sektöründe de bu tarz çalışmalar yapılıyor, “yeni ilaç üretemiyoruz ki” diyordu. Her şey patentlenmiş. Yeni bir ilaç yapmak için illa birinin patentlediği bir tekniği kullanmak zorundasınız. Bu şeye benziyor siteler üzerinde ilk video oynatan birisi olun, sonra bunun patentini alın bundan böyle sitelerde sizden izinsiz kimse video oynatamasın! Okudukça insan hayret ediyor, ne hale gelmişiz. Her şey para olmuş, yazık.