Bir önceki numara kaçtı hatırlamadığım için bu sayıya X dedim. Bundan sonrası olur mu bilmem ama epey uzun bir süredir yazmadığım için arada Neler Neler Olmuş paylaşayım istedim. Bundan sonra devamı gelirse tekrardan isim uydurmaya çalışırım 🙂
Öncelikle iyi bir haber verelim. İşe başladım, iyi gidiyor çok şükür gayet sıkı bir tempoyla çalışıyoruz, zaman nasıl geçiyor fark etmiyorum. Bu sabah yürüyüşe çıkmıştım eskiden her sabah yaptığım gibi. Önünden geçtiğim bir inşaat vardı temeli atılacaktı bugün aparmanlardan birisine üçüncü kat çıktıklarını gördüm, bir garip oldum haliyle. Çok şükür hava güzeldi, hafta sonunun keyfini bir nebze olsun çıkarabildim. FriendFeed de yazdığım gibi, parmaklar arasından süzülen ılık rüzgar, yüze vuran hafif bir güneş ve ciğerlerime çektiğim çam kokulu enfes hava beni kendime getirdi. Hayatta mutlu olunacak, şükredilecek çok şey var.
Gelelim ortaya attığım ulusal sanal kimlik projesinden sonra yaşananlara. Bir kaç eleştiri aldım, kimisi yazdığımı tam olarak anlamamıştı ya da elbette ben anlatamamıştım, başka birisi kişisel gizliliğinin ihlalinden korkuyordu, başkasıysa fişlenmekten… Ardından haber geldi bir kamu kurumu her T.C. vatandaşına bir e-posta adresi verecekmiş. Ulusal arama motoru da yapılacakmış da mışmış. Ehh her vatandaşa e-posta adresi verilirken herhalde tc kimlik numaramızdan faydalanırlar kontrol için…
Ben önerimi getirirken bu işin halk tarafından yapılmasını ve yine halk tarafından kontrol edilmesini önermiştim. Bunu söylerken izlediğim bir kaç film, okuduğum yine bir kaç kitapta öğrendiklerimi günümüze uyarıp bir şeyler belki önlemini alırız diye düşünmüştüm. Bizim devlet e-devlet konusunda pek başarılı olduğunu düşünmüyorum, büyük ihtimal bu proje bitirilmez ama kaçınılmaz olan elbet bir gün yapılacak.
Fişleneceksiniz! Hemde hepiniz! Doğar doğmaz! Teknolojinin daha doğrusu dünyanın nereye gittiğini sanıyorsunuz? Eminim benim izlediklerimi ya da okuduklarımı sizde okumuşsunuzdur. Toplumda artan kargaşıyı önlemek, suçluları hızlı bir şekilde cezalandırmak için her vatandaş bir gün fişlenecek/etiketlenecek/damgalanacak’tır. Bunun yapılmasını da bizzat toplum isteyecektir. Çünkü bir noktaya gelindiğinde suç oranını düşürmek için her yol mübah görülecektir. Sizlerin şimdi kişisel gizlilik diye itiraz ettiklerinizin kat kat daha fazlası “kişisel” güvenliğiniz için uygulamaya geçirilecektir. İyi veya kötü olur orasını bilemem… Bu uygulamanın nasıl yapılacağı ve denetleneceği ile ilgilidir ama devletlerin ellerinde ki bu gücü vermeye, yumuşatmaya gönüllü olacaklarını sanmıyorum.
Amerika da mıydı? Ülkeye gelen turistlerin parmak izleri alınıyor. İnsanlar buna tepki gösteriyordu, bir taramıza elektronik bir çip yerleştirildiğinde bakalım neler olacak. 😀
Gelelim başımızın belasına site işlerine. Kodlar hazır ama bir türlü sunucuyu kiralayıp ayarlamayla uğraşacak vaktim olmadı. Böyle hem çalışırım hem ikinci olarak sitelerle uğraşırım diyordum ama bilmiyorum ki neler olacak. Üzülerekte olsa oyun ekibimizden ayrıldım. Projeye ayıracak vaktim olmadığı için… inşallah ileride başka bir fırsat yakalayıp arkadaşlarıma destek verebilirim. Site tasarımı bitmişti dediğim gibi ama bu sadece geliştirici ekip için tasarladığım merkez. Bir de açılışını yapacağımız dizi-sinema portalı vardı ona daha hiç bakamadım. Hoş pek bakmam gerekmeyecek Drupal sağolsun ama yine de bazı şeyleri test etmem gerekiyor.
Başka… izlediğim dizilerden bahsedeyim. Ezel ve The Prisoner’ı kaçırmamaya çalışıyorum. Düzenli izlediğim bir onlar var diğerleri tatilde 🙂 Doctor Who’ya bakamıyorum bir ara DVD’sini bulup toplu izlerim ama şu iki dizi gerçekten çok iyi. Ezel’de ki Ramiz dayı nedir öyle ya? Ian McKellen’da The Prisoner’da döktürüyor zaten sırf onun için izlediğim söylenebilir. Böyle uzun sürmeyecek tadında bırakacak diziler iyi oluyor mesela Angels in America. Neyse şimdilik bu kadar, herkese iyi günler dilerim.