Blogculuk Ölmedi Arkada Yaşıyor

Bizim evin aşağısında bir bahçe var. Küçük çok büyük değil.(fena cümle oldu) Ha çoğu ergen için büyük sayılabilir hani yeni nesilin pek yeşil gördüğünü sanmıyorum. Arada geçerken bakarım çiçeğin haline var mı bir dertleri diye. Şimdi oturup teknik yazılar yazsam hikayelerimi paylaşsam birisi gelecek çalacak ya da başka bir ergen gelecek ve lan bunu daha önce biri yazmış mı demeden aynı şeyi baştan yazacak. Kendimizi ne kadar tekrar ediyoruz değil mi? İnternet çok sesli topluma güzel bir katkıda bulundu sesimizi çıkarabiliyoruz artık ama biraz gürültü yapmaya başlayalı çok olmadı mı? Yazının ilk cümlelerini okuyan birisi geri kalanı okumazsa ne güzel aldanacak 🙂 Başında yazan şeyle ortasında yazan aynı değil ki. Size doğruları söyleyip yalan söylemeye başlamadıklarını, kaynaklarınızı nasıl kontrol edebilirsiniz ki uzman değilsiniz. Açık sosyal paylaşım sitelerinin sonu acaba kapalı topluluklar oluşturmak mı bilemiyorum. Elde çok fazla veri var ve bunların sürekli kontrolü bence büyük bir enerji kaybına yol açıyor. Var olan veriyi sürekli güncellemek gerek, tekrarları ortadan kaldırmak gerek. Wikipedia’da bu işi gönüller yapıyor tek tek yazılara bakıyorlar ya da siz yanlış bir şey buldunuz mu düzeltiyorsunuz. Bu kontrol süreci tamamen insana bağlı olduğunda arada bir kaç dakika içersinde ya da saniye birilerine yanlış bilgi verilme olasılığı artıyor. 9gag gibi bazı siteler anasayfaya almadan önce alt sayfalarda yayınları veriyor popüler olur beğenilirse anasayfada paylaşıyor. Burada iş yine insanda ama sürekli tek bir sayfa üzerinden binlerce insan aynı şeylere baktığı için hataları ve tekrarları bulmak daha kolay. Verinin boyutu kadar hangi kanal üzerinden geldiği de önemli. Dağınık bir yapınız varsa kontrolünüz zorlaşıyor ama kontrolü fazla sıkarsanız da kullanıcıyı kaçırma riskiniz var. Peki yapmalı? Düşüneceğiz.

Bir süredir Tornado için vakit ayırmaya çalışıyorum Django ile daha da haşır neşir olmadan önce etrafta neler var neler yok bir göreyim istedim. Tornado kodlarını ilk açtığında etrafta pek fazla kaynak yoktu. Kaynakların ve kullanıcısının artmasıyla birlikte biraz ilgilimi çekti derken ESN’i gördüm. Bir oyun firmasında çalıştığım için yeni teknolojileri sürekli takip ediyorum teknoloji dediğim oyunlar tabiki. Battlefield 3 için ESN çok güzel bir sistem yapmış ve epeycene Python kullanıyor. Frameworkleri biraz tuzlu olmasına rağmen insana moral veriyor. Python temiz bir dil en çok bu özelliğini seviyorum temiz bir diller backend tarafında performansa dönük çalışmalar yapmak eğlenceli olsa gerek. Bloglarının bir kısmına şuradan bakabilirsiniz.

Veri dedik çok fazla kontrol lazım dedik sonra python dedik backend dedik bir şeyler çıkar buradan 😛